Maslov’un ‘ihtiyaçlar hiyerarşisi’ni biraz mürekkep yalamış herkes bilir. Bu hiyerarşinin ilk basamakları gerçekleşmeden bireyin kendi olması neredeyse imkânsızdır. Bunlar sağlansa bile İçinde bulunulan şartlar izin vermediğinde ise sapmalar görülebilir. Maddiyat temelli bireysellik ruhsal eksikliği gideremediği için Batı’da tekil tercihler daha çok öne çıkar; intihar eğiliminin artması, seri katillerin çıkması, tekil katliamların yaşanması, cinsel sapkınlıkların görülmesi vb. durumlar. Bizde ise birey çoğu kez kolektif aidiyetler çarkının dişlileri arasında ezilip kişiliksizleştirildiği, kaderi bile üç aşağı beş yukarı önceden çizildiği için bu çarktan kurtularak kolay kolay birey olamaz. Bireyselleşemediğimiz halde çoğunlukla oportünizmde sınır tanımayan ve amaca giden her yolu mubah gören –paradoksal olarak- bencil bir tip ortaya çıkar. Bizdeki ahlaki bunalımın en büyük sebeplerinden biri de budur. Bazen gençler bu çarkın içinden çıkmak isterken yine ister istemez bu çarkın izin verdiği radikal ve marjinal sapmalara yönelir. Dünden bugüne Türkiye’deki marjinal sol ve sağ örgütler ile günümüz PKK, DHKP-C, DAEŞ, El-Kaide vb.