Sercan Bahadır Dünya Gazetesi

2018 yılından beklentilerimiz

Bu yılın ilk yazısına, 2018’den beklentilerimizi ifade ederek başlamak istiyorum. Beklentileri dile getirmeden önce yıl biterken (30 Aralık) olumlu bir gelişme yaşandı. Bu köşede defalarca dile getirdiğimiz ilave...

03 Ocak 2018 | 139 okunma

Bu yılın ilk yazısına, 2018’den beklentilerimizi ifade ederek başlamak istiyorum. Beklentileri dile getirmeden önce yıl biterken (30 Aralık) olumlu bir gelişme yaşandı. Bu köşede defalarca dile getirdiğimiz ilave gümrük vergilerinde (İGV) menşe ispatına ilişkin yaşanan sorunun çözümüne yönelik bir düzenleme yapıldı. Bu düzenleme ile birlikte, İGV’ye tabi Avrupa Birliği (AB) menşeli ürünler için menşe ispat belgesi yerine “ihracatçı beyanı” yapılabilecek. AB menşeli ürünler için menşe ispat belgesi almak hem mevzuat açısından ciddi sorunlar doğuruyor hem de şirketler ilave maliyet ile karşılaşıyor idi. İhracatçı tarafından menşe konusunda “ihracatçı beyanı” dikkate alınarak menşe ispatının sağlanıyor olması önemli bir gelişme.

Ancak yeni yılda aynı veya benzer bir düzenlemenin, AB üzerinden ATR Dolaşım Belgesi ile ithal edilen Genelleştirilmis Tercihler Sistem (GTS) içinde yer alan bazı ülke menşeli ürünlere 13.01.2018 tarihiden itibaren tatbik edilecek “ek mali yükümlülük” için de yapılmasını bekliyoruz.

Geçen yıl en çok konuşulan konu ithalat maliyetleri oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından gündeme “ordino”, “gümrük müşavirliği ücretleri” ve “fazla mesai ücretleri”  gibi maliyet kalemlerinin yüksekliği konuşuldu ve ihracatçı açısından ne kadar önemli olduğu vurgulandı. Kiminin kaldırılması kiminin ise azaltılması talep edildi. İthalata bağlı bir üretim yapımız olmasından dolayı ihracatçıların bu beklentilerini de anlayışla karşılamak gerekiyor. Basında yer alan rakamlar dikkate alırsak bu konunun daha çok su götüreceği anlaşılıyor.

Burada dikkat çekmek istediğim husus, gümrükleme maliyetlerini tek tek masraf kalemleri tartışmasından çıkartarak bu yıl yeni nesil gümrükleme modelini daha çok tartışmak. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de yeni nesil gümrükleme modeli olarak “Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü(YYS)” uygulanıyor. Bu gümrükleme modelinin en önemli avantajı “yerinde gümrükleme” yapılabiliyor olması. Özellikle ithalat işlemlerinde yerinde gümrükleme uygulaması ile geleneksel gümrükleme işlemlerinde karşılaşılan birçok maliyet kalemi azalıyor veya ortadan kalkıyor. Bu nedenle bu yıldan beklentimiz gümrükte iş yapış modelini de olumlu anlamda kökten değiştirecek ve ithalat maliyetlerini yapısal olarak azaltacak bu uygulamanın hayata geçmesi.  

Ayrıca “Gümrük 4.0” olarak nitelendirdiğimiz gümrükte dijitalleşme konusunun gümrüklemede yeni bir bakış açısı getirdiğini söyleyebiliriz. Dijitalleşme, gümrük uygulamalarında evrakların azaltılmasını, dış ticarette maliyet ve zaman kaybının en aza indirilerek şirketlerin rekabet gücünün artmasını ve Türkiye’nin ihracatının güçlenmesini sağlıyor. Tek Pencere sisteminin uygulanmaya başlaması ile hem gümrük uygulamalarının daha etkin gerçekleştirilmesini sağlandı hem de dış ticaret yapan firmaların rekabet gücünü arttırdı. Bu nedenle de bu yıl gümrükte dijital uygulamalarını ve “Gümrük 4.0” projelerini artırma beklentimiz devam ediyor.

Ülkemizin en önemli mukayeseli avantajlarından biri de coğrafi konumumuz olduğunu hep dile getiririz. Avrupa ve Asya arasında bir köprü vazifesi görüyoruz. Gümrük tekniği açısından bir köprü olmanın yansıması, eşya ve araç trafiğinin yoğunluğu ile gözlemleniyor. Coğrafyamızda yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye bir lojistik merkezi olma özelliğini muhafaza ediyor. Birçok yabancı şirket ülkemizde bir dağıtım ağı merkezi kurma yönünde karar alıyor veya aldı. Türkiye üzerinden Rusya, İran, Irak ve Ortadoğu’daki pazarlara daha hızlı ve güvenle erişilebiliyor. Hatta Türkiye’yi uzak doğu ile bağlayacak demir yolu hattı da hayata (Tarihi İpek Yolu) geçiyor. Bu hat ile 30 günde kara yolu ile Çin’e giden bir eşya, 10 günde demir yolu ile gidebiliyor. Bu da firmalar için ciddi bir avantaj gibi duruyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ticaret savaşları bir fırsat olabilir 27 Eylül 2018 | 279 Okunma İhracat bedellerinin yurda getirilme zorunluluğu geçici olarak yeniden başlıyor 05 Eylül 2018 | 190 Okunma Yapılandırmada sona gelirken bazı uyarılar 07 Ağustos 2018 | 125 Okunma Ticaret Bakanlığı 19 Temmuz 2018 | 104 Okunma Ticaret savaşına hazırlanıyoruz 12 Haziran 2018 | 163 Okunma