İngiltere Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma kararı aldığında (Brexit) tüm dünyada şaşkınlıkla karşılandı. Bu şaşkınlığın ana nedeni modern iktisattaki “serbest ticaret”, “uzmanlaşma” ve iş bölümü” gibi temel kavramların kurucusu olan bir ülkenin AB tam üyeliğinden çıkarak gümrük tekniği açısından 3’üncü ülke statüsünde olmayı yeğlemesi idi. Tabii bu durum İngiltere ile ticaret yapan başta AB ülkeleri olmak üzere Türkiye olarak bizi de yakından ilgilendiriyor.
Brexit sadece bir dış ticaret kararı değil. İngiltere 1973 yılından beri tam üye olduğu birlikten çıkıyor. Tam üyeliğin siyasi ve hukuki kurumları da sonlanıyor. Bu da İngiltere açısından AB’den bağımsız bir yapının kurulması anlamına geliyor. Ama burada konuya sadece dış ticaret açısından yaklaşmaya çalışacağız.
İngiltere’nin AB’den ayrılması; gümrük tekniğine göre AB açısından İngiltere’nin veya İngiltere açısından AB’nin 3’üncü ülke olarak dikkate alınacağı anlamına geliyor. Basit olarak, İngiltere menşeli ürünler ile Çin menşeli ürünler arasında bir fark kalmıyor. Örneğin İngiltere’den A.TR ile ithal ettiğimiz bir otomobilden herhangi bir gümrük vergisi tahsil edilmez iken, Brexit sonrası (herhangi bir düzenleme olmaz ise) % 10 gümrük vergisi alınacaktır. Benzer durum İngiltere ile AB arasında da söz konusu oluyor.
İngiltere bir AB üyesi olduğu için Brexit gerçekleşene kadar AB normlarını tatbik edecek ve ayrılışı gerçekleştirdikten sonra kendi bağımsız dış ticaret rejimini uygulayacak (örneğin yeni bir gümrük kanunu yayınlayacak). Bu noktada konuyu sadece bir gümrük vergisi yani tarife ile sınırlamak da doğru değil. Çünkü asıl sorun AB menşeli ürünlere tarife dışı engellerin nasıl uygulanacağı konusu. Standart uygulamaları, kota, anti-damping gibi tarife dışı engeller için AB’den bağımsız bir ticari politika izlenmesi ve yasal bir düzenleme yapılması gerekecektir.
AB ile yapılan ticarette tarife ve tarife dışı engellerin uygulanması İngiltere açısından; yeni gümrük vergileri, gümrük işlemlerinde ciddi artış ve sonuç olarak ciddi bir ithalat maliyeti olarak yansıyacaktır. Bu maliyetlerin giderilmesi için 15 Ağustos tarihli bir çalışma raporu ile gümrük işlemlerine yönelik temel stratejilerin belirlendiği görülüyor. Bu stratejiler incelediğinde uzun süre konuştuğumuz temel gümrük problemlerinin İngilizlerin de gündemine geldiği görülüyor.
Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (YYS) ile gümrükteki gecikme riski ve maliyeti azaltmak,