Ben öyle, şuna veya buna yakın görüntü vermeye…
Bu tür “görüntülerden” menfaat, imaj, güç ‘filan’ devşirmeye çalışan, böyle ucuz işlere tenezzül ve tevessül eden gazeteci “filan”lardan değilim.
“BAAS” zihniyetli, “varsıl-ayyaş” bir çevrede doğdum-büyüdüm, Yüce Allah’ım bunlardan kurtardı beni.
Böyle bir ihsana mazhar olmuşken, küçük işlere mi gireceğim.
“Dünyevi menfaat” mevzularına mı takılacağım, boş ver Allah aşkına!
Öyle “objektif” görüntü verme pozlarına da girmem.
Kritik dönemlerde gevşediğim, sevdiğim insanlar biraz sarsıldı diye“doğan moğan takımı”na göz kırptığım görülmemiştir.
Hiçbir vakit; “7 Haziran’daki oy kaybında Erdoğan’ın yanlış tavırlarının payı olmuştur” diyen “imajinos” muhafazakârlarından olmadım.
“Davutoğlu ile olmuyor arkadaş” havalarına da girmedim.
Abdullah Gül ve Bülent Arınç’ın malûm tavırlarından dolayı fevkalade öfkelendiğim anlarda bile, (hele seçim öncesinde) “fitne” ateşine odun atmama hassasiyetinde oldum.