Tuhaf değil mi; Sayın Başbakan’ın programını takip için geldiğimiz Fransa-Strazburg’da bendenizi yakalayan “gurbetçi” işadamı “Recep Tayyip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu arasında derin görüş ayrılıkları olup olmadığını” sordu.
“Mesela” dedim;
“Hangi konularda?”
“Mesela” dedi;
“Başkanlık… Sayın Başbakan bu işi istemiyor gibi. Cumhurbaşkanı keskin, Başbakan daha farklı bir yerde duruyor… Öyle gibi. Teröre destek veren akademisyenlerin yargılanmaları konusunda da farklı görüşler mi var?”
Sonra…
Hiç beklemediğim bir atak daha geldi;
“Ak Parti civarındaki gazeteciler de ayrışmış gibi görünüyor!”
Gerçekten böylesine büyük bir ayrışma mı var?
Ben öyle “ciddiye alınabilecek” bir ayrışmanın olduğunu düşünmüyorum.
Herkesin kendince hesabı vardır, geçmişten kalan hesaplaşmaları vardır, insanların karakterleri farklı farklıdır…
Mesele “yöntem konusundaki” bazı ayrışmalar ise, bu sağlıklıdır…
Tektipçilik ile yıllar yılı mücadele ettik, o zihniyeti yıllar yılı suçladık.
Bunu yapan bizler, herkesin aynı şekilde düşünmesi gerektiğini söylersek, kendimizle çelişmiş oluruz.
Yıkıcı ve bölücü bir nitelik taşımamak, hakaret içermemek, paralel yapı ve diğer şer odaklarına destek mahiyetinde olmamak şartıyla her görüş ifade edilebilmelidir.