Gönüllerimizin şehri Konya’dayız.
“Uluslararası Kültür Turizmi ve Medya Kurultayı”na katılım vesile oldu, yanı başımızdaki bu güzel diyara geldik.
Birkaç yıl ara vermiştik Konya’ya, şehre girişten itibaren “gururla” müşahede ettik ki, “bozkır” Konya yemyeşil olmuş…
İnsanoğlu Allah’ın izniyle çölü ormana dönüştürebiliyor, yeter ki “AKYÜREK”li olsun.
Gelelim, “Uluslarası Kültür Turizmi ve Medya Kurultayı”na…
Dünyanın dört bir yanından hatırı sayılır medya mensupları ile bir araya geldik.
Organizasyon, Sinan Burhan’ın fikri,
Anadolu Yayıncılar Derneği Genel Başkanı, Kon Tv Ankara Temsilcisi ve Akit gazetesi yazarı Sinan Burhan, her sene en az dört büyük etkinlik gerçekleştiriyor, her etkinliği ile de büyük ses getiriyor.
“Uluslararası Kültür Turizmi ve Medya Kurultayı” gibi bir etkinliği planlamak az iş değil; öncelikle bugünkü gelişmeleri çok önceden görebilmeyi gerektiriyor.
Sinan Burhan ile sohbetlerimizde, Türkiye’nin yakın süreçte “dış politika” alanında son derece radikal değişikliklere gideceği konusunda hemfikir oluyorduk.
O, bu beklenti doğrultusunda bir adım attı ve “Uluslararası Kültür Turizmi ve Medya Kurultayı”nı düzenlemek üzere ekip kurdu.
KON TV Genel Yayın Yönetmeni Nurettin Bay, son derece aktif bir idareci, her türlü gelişmenin önünü açan, birlikte çalıştıklarını hayırlı işlerinde sürekli olarak destekleyen bir saygın medya yöneticisi.
O da bu işe büyük destek oldu;
Ak Parti Genel Başkan Yardımcıları Ahmet Sorgun, Yasin Aktay,
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek,
Vali Yakup Canbolat, RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya, Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükçü, Karaman Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan, Meram Belediye Başkanı Fatma Toru ve diğer “Hazret-i Mevlana Ruhlu” dostların destekleriyle gerçekleştirilen büyük organizasyonun Onur Misafiri Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş.
İki ana konu var; “Kültür Turizmi” meselesini uzmanları değerlendirsin, bizim alanımız “Medya” tarafı.
Buraya gelen “yabancı” medya mensuplarının tamamının ana dillerinden başka bir “dili” rahatlıkla konuşabildiklerini gözlemledik.
Bizde, özellikle de muhafazakâr medyada, “dil bilmezlik” meselesi çok büyük bir yara.
Bir gazetecinin hele önemli noktalara geldiği kabullenilen bir gazetecinin “günlük konuşma dili”nin ötesine geçememesi ve uluslararası nitelikteki organizasyonlarda “dilsiz” kalması büyük dert.