Ya arkadaş, buradan kaç kere yazdım, ‘Bu işlerin mali boyutuna bakın’ diye.
Mesela bakın bakalım; “İP-KOZ” takımı hangi “medya” organına filan ne zaman ne kadar para aktarmış...
Malûm; gayet şüpheli medya oluşumları vardı...
Seçim öncesinde birden bire çıkartılmış zill“ET”
Gazeteleri; muhafazakârı, Kemalisti ile “meydan”daki gazeteler filan; bakın bakalım, “İPKOZ” işlerine, “boy boylayan, soy soylayan” holdinglere...
Bunlara bir baksak!
Efendim, MASAK...
MASAK’ta da neler çıktı neler; dedik dedik, “Olur mu?” dendi; “MASAK bu işi bitirecek!”
İnansak mı dedik, sonuç...
İnanMASAK!..
Bunca sıkıntı, ne bileyim, FETÖ takibini kimi FETÖ’cülerin yapıyor olması, FETÖ’cü olmayanların da kimi FETÖ’cülerin kumpasıyla FETÖ’cü olarak damgalanması.
Kurumsallaşma olmayınca, işler fena!..
Vah ki vah; kuşatma çok koyu, metastaz, sıkıntı nereleri sarmış... Hepsini yazsak, gazete sütunları yetmeyecek...
En iyisi bir “darbesavar” haber sitesini yayına verip, yüklenmek!..
Açık açık!..
Oradanmış, buradanmış, şuradanmış bakmaksızın; vatan için, millet için, bayrak için.
Ya dost, ne yazacaktık, bakın nerelere girdik...
Ana mevzu, kusura bakmayın ama bundan sonrasında.
Dün Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’ndeydim.
Rektörü Mehmet Barca, abartmıyorum bugüne kadar belki 10 bin akademisyen tanıdım, Mehmet Hoca ilk üçtedir, belki de birinci sıradadır.
Bingöl’deki bir sempozyumda tanışmıştım kendisiyle, bir iki “tespiti” ile beynimden ve kalbimden vurdu beni.