Yetkili olmadıkları alana girip “hukuksuz tahliye kararları vermek suretiyle” “darbe” girişiminde bulunan zatlar, farkında olmaksızın büyük bir “hizmet”te bulunmuş oldular bu ülkeye.
“Yargı’da, Emniyet’te, diğer devlet kurumlarında paralel yapılanma olduğunu ispatlayın da görelim!” lâkırdılarını tepe tepe kullanan “paralelciler” için çıkış yolu kalmadı.
Bugünlerde bulunduğum her ortamda bir punduna getirip, kamuoyu yoklaması yapıyorum.
Sorum basit: “Sizce devlette paralel yapılanma var mı, yok mu?”
Gerçekler böylesine gün yüzündeyken, hâlâ “yok” diyen neredeyse hiç çıkmıyor.
“Var” diyenlerin oranı yüzde 99 onda dokuz.
Geçtiğimiz aylarda “Paralel Yapı” ile “içli-dışlı” olan bir “parti”nin televizyon kanalında, bir tartışmamız olmuştu.
Karşımdaki “partili” ısrarla “paralel yapı”yı, üstelik “paralel yapı diye bir şey olmadığını” iddia ederek savunurken, biz somut verilerle “ispat” noktasına getirdik işi.
Kanaldan ayrılırken, dostlardan biri “Keşke oraya çıkmasaydın. Bu kanalı seyredenler zaten belli. Şimdi size destek veren çok az, tepki gösteren çok fazla olacak” dedi.
Aradan bir iki saat geçtikten sonra sosyal medyadaki tepkilere baktım; o “parti”nin mensubu olduklarını, diğer paylaşımlarından çıkarttığım birçok kardeşimizden destek gelmişti.
Tepki gösterenler, “Tamam paralel var da, AK Parti’nin hiç mi suçu yok!” noktasında yaklaşıyorlardı meseleye.