Kehanette bulunma iddiasında tabii ki değilim.
Büyük analizler yapan derin düşünür olma iddiasında hiç değilim.
Ancak şu iddiam var: Ekonomi doktrininden yola çıkarak geleceğe yönelik“rasyonel bekleyişler” analizi yapmayı iyi bilirim.
Geleceğe yönelik rasyonel bekleyişler, ekonomik ve sosyal oyuncuların bugünkü davranış ve ruh hallerine bakılarak formüle edilir.
2015 yılı birçok yönden hayli kötü geçti. Hatta birçok sosyolojik ve ekonomik kategoriye göre dibe bile vurduğumuz söylenebilir.
Durum böyle olmasına rağmen rasyonel bekleyişler analizime göre, sığ suda dibe vuran her yüzücü nasıl dibe ayağıyla vurduğu zaman yüzeye çıkıp yüzmeye başlarsa, Türkiye de 2016 yılında güçlü bir şekilde yüzmeye başlayacak.
Ülke için 2016 yılının ilk yarısı bence tırmanış, sonrası ise hızla yüzüş dönemi olacak.
Rasyonel bekleyişler analizimin en önemli çıkış noktası, insanın ruh hali ve bunlara dayanılarak oluşturulan gelecek beklentileridir.
Türkiye’nin şu andaki yaratıcı insanlarına, girişimcilerine baktığımızda, bir yıldır yaşamakta olduğumuz dibe vuruş sürecimize rağmen, birçoğunda iyimserlik ve daha iyi, daha güzel olacak bekleyişin bulunduğunu görüyoruz.