Avrupa’da Arap ülkelerinden gelenlerin yoğunlaştığı semtler oluştu. Bu semtlerde, sokaklardaki ideolojiyle büyüyen tepkisel gençler, daha sonra DAEŞ gibi örgütlerin pençesine düşüyor.
Ancak tüm bilim insanlarını ve uzmanları şaşırtan bir gelişme de var. Bu semtlere komşu ya da tam göbeğine yerleşmiş Türk Müslümanları bu gelişmelerden hiç etkilenmiyorlar. Onlar, Arap gençlerinin yaşadığı dramatik süreçlerin dışındalar.
Türkiye’de yerleşmiş olan seküler, başkalarının hayat tarzına, inançlarına saygılı geleneğin bunda etkisi büyük tabii ki ama Diyanet İşleri Başkanlığı’nın oynadığı önemli ve güçlü rolü de unutmamak gerekiyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı, bugüne kadar tüm Müslümanlara çağdaş, modern bir dinin nasıl yaşanması gerektiğini anlattı ve “İyi bir Müslüman nasıl olunur?”sorusuna verdiği cevaplarda hep çağdaş oldu, farklı inançlara saygıyı ve farklı hayat tarzlarını kabulü öğretti.
Düşünmesini bilen Avrupa liderleri, sadece bu nedenle Türkiye’nin tarihi önemini ve global dünyayı içine düştüğü bugünkü durumdan çıkarabilecek tek güç olduğunu görüyorlar.