Theodor Adorno'nun ikinci dünya savaşı döneminde Los Angeles'ta geçirdiği günleri anlatırken başıma bu felaketin geleceğini hissetmiştim. 'O kitabını Kaliforniya'da yazabildi, ben onu Bodrum'da okuyamadım bile' başlıklı yazımın ana fikri Adorno'nun teorik dünyasının ve çalışmalarının anlaşılmasının çok zor ve hatta imkansız olduğuydu. Bunu o yazımda yazarken ve hatta aynı şeyi şimdi tekrarlarken bile içimin öfke ile dolduğunu hissedebiliyorum. 'Bunu ben nasıl olur da anlayamamam' iddiası bende var. Bu iddialı tavrım beni çok daha iyi, daha güzel karakterli bir insan haline mi getiriyor, yooo katiyen değil hatta aksine bu zayıflığımın beni berbat takıntılı bir karakter haline dönüştürdüğü bile söylenebilir.