Bir haftadır Washington’a kulağımı tıkadım ve sadece Türkiye’yi dinledim.
Duyduklarım, okuduklarım son derece üzdü beni. Hemen herkeste bir Amerika düşmanlığı var. Gerekçeler farklı olabiliyor ama paylaşılan gerekçeler de var tabii.
Bazılarının gerekçelerinde haklılık payı da var; bunların bazılarına katılsam da ben yaptığım eleştirilerin düşmanlığa dönüşmesine izin vermeden, bunca yaşadıklarımızdan sonra “dostluk bağlantılarını sürdürmek” için iki ülke arasında hâlâ daha oluşma potansiyeli olan makul buluşma noktalarını bulmaya çalışıyorum. Neden bunu yaptığımı sorarsanız sadece şunu söylemeliyim: “ABD gibi bir süper güce küsmek, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına uygun değildir.” Hele Amerika’yı karşımıza almak hiç değildir.
Bir haftadır gördüğüm kadarıyla, geçiniz küsmeyi hemen herkes ulusalcı, Osmanlıcı hayallerin, metal fırtınacı fantezilerin, Avrasya teorilerinin kesiştiği noktada ruhunu fırtınalara kaptırmış, nerdeyse önlenmesi imkânsız bir Amerikan düşmanlığı yapıyor ve bunu körüklüyor.