Kısa süreliğine İstanbul’daydım. Gerçi teknolojinin verdiği imkanlarla Washington’daki kaynaklar ile her gün konuştuk görüştük. Ama hiç bir şey yüz yüze konuşmanın, anlatanın vücut diline, yüz ifadelerine de bakmanın yerini tutamıyor. Bu gazeteciliğin genelinde böyle ama özellikle bizim gibi ulusal güvenlik camiası ile konuşmak durumunda olan gazeteciler açısından daha da geçerli olan bir kural bu.
Çünkü üzerinde durulan tüm konular çok hassas. Oyuncular doğal olarak kendi ülke çıkarları açısından sürekli yalanlar da söyleyebiliyorlar. Bunları görebilmek ve doğruyu yalandan ayırabilmek ülke çıkarlarımızı zedelemeden en gerçekçi resmi çizebilmek için oyuncuları birebir görmek ve konuşmak hayati önemde.
Haftanın ilk iş gününde Washington’da bir dizi görüşme yaptım. Konu özellikle Suriye’deki durum ile ilgiliydi. Türkiye karşıtları ve konulara daha objektif bakmaya çalışanlar da kendilerinden beklenileni yaptılar. Sonunda oturdum hepsinin bir muhasebesini yaptım.