BLOOMBERG HT tarafından düzenlenen Londra toplantısında Başbakan Davutoğlu’nun gösterdiği performans, yabancı iş dünyasında hâlâ konuşuluyor.
Burada performans kavramını kullanmama lütfen şaşırmayın. Siyasetçinin en önemli görevlerinden biri de “algı yönetimine”’ yönelik performansıdır. Bu özelliği olmayan bir insanın lider olabilmesi mümkün değildir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda neredeyse doğuştan diyebileceğimiz bir yeteneği var. Davutoğlu’nun, onun boş bıraktığı koltuğa oturduğu zaman işinin çok zor olacağı belliydi; çünkü liderlik vasıfları çok yüksek Erdoğan’dan sonra kendisinden beklentiler hayli yüksek olacaktı.
Bu algı yönetimine yönelik performans, konu Türkiye olunca çok daha önem kazanabiliyor.
Türkiye’miz, karşı karşıya olduğu birçok yapısal soruna, iç ve dış düşmanlara, yediği ve yemekte olduğu bunca darbeye rağmen hâlâ dimdik ayakta duran, güvenli bir liman olarak algılanabilecek bir mucize ülkesi.
Bu durumdaki bir ülkede algılar, iyi bir performansla yönetilmediği takdirde bir anda kötüye ve umutsuzluğa dönüşebilir; iyi yönetildiğinde ise her türlü olumsuz koşullara rağmen pozitife çevrilebilir.