Son gelişmelerden sonra bugünlerde herkes yeni pozisyon almak için neredeyse sıraya girdi. Başlığa bakanlar benim de bu gruptan olduğumu sanabilir.
Ben tavırlarımı konjonktüre, değişen atmosfere, koşullara bakarak değiştirmem. Duruşumu, ortamdan bağımsız bir şekilde nedenleriyle açıklarım. Nedenini açıklayamayacağım bir tavrı 30 yıldır hiç almadım.
Yukarıdaki başlık 30 Ocak 2016 tarihinde yazılmış bir yazının başlığıdır. O günlerde bugünkünden çok daha farklı bir konjonktür vardı. Benim başkanlık sistemine ve başkanlığın kendisine uyacağına inandığım Recep Tayyip Erdoğan’a bakışım, bu konudaki duruşum anlayacağınız çok önceden formüle edilmiştir.
O yazıda “Gerçekçi olalım, başkanlık sistemine bir an önce geçmeyi gündemimize alalım ve o sistemin ülke için hayırlı şekilde işleyebilmesi için bir katkımız varsa bunu da hemen yapalım” demişim. Bunları aynen bugün de vurgulayarak tekrarlıyorum.
SİSTEM KİŞİLERDEN BAĞIMSIZDIR
Aylardır istikrarlı biçimde korumakta olduğum duruşumun Ahmet Davutoğluveya Recep Tayyip Erdoğan ile hiçbir alakası yoktur. Başkanlık sistemi tartışması isimlerden bağımsızdır.
Bugün başkan olması muhtemel kişi Ekmeleddin İhsanoğlu, Başbakan da Kemal Kılıçdaroğlu olsaydı inanın burada dediklerimi aynen onlar için de tekrarlardım. Aslına Türkiye, Cumhurbaşkanı’nı halka seçtirdiği gün fiili başkanlık sistemine geçmiştir.