BUGÜN harita olayı kadar enteresan olan bir başka olayı anlatacağım.
Biliyorsunuz geçen gün “Kürt koridorunun gizli ve derin tarihi” konulu yazım vesilesiyle yıllardır takıntılı bir şekilde anlatmaya çalıştığım gizli harita konusuna tekrardan girdim.
Özetle ABD derin devleti A planında yer alan Türkiye’nin bir şekilde devreden çıkması durumunda Kürtlere ağırlık veren ve bahsi geçen koridoru da içeren B planını devreye sokacaktı.
Bu B planının temelini oluşturan harita üzerine yapılan çalışmaları ben Washington’da gazetecilik yaparken takip etmiş ve hatta bir bölümünü gözümle bile görmüştüm.
EVET, TAKINTILIYIM
Geçenlerde bunu tekrardan yazınca “Takıntından kurtulamıyorsun” tepkileri aldım.
Evet, doğrudur, bir takıntı oluştu bu konuda bende. Hani bazen çok ender durumlarda sizi ve ülkenizin geleceğini etkileyecek çok önemli bir olaya şahit olursunuz ve hayatınız o anı yeniden düşünmekle geçer ya işte bu bana da oluyordur mutlaka.
Konuyu uzun yıllar önce ilk kez yazdığımda bunun yıllar içinde sonuçlarını hepimizin göreceğini ve çok dikkat edilmesi gereken bir konu olduğunu vurgulamıştım.
Sonunda geldik bugünlere işte ordumuz Suriye topraklarında Kürt koridoru oluşturma çabalarına geçit vermemek için kararlılıkla mücadele ediyor. ABD ile nazik diplomasi sürse de onların bu koridora destekleri tamamen çekilmiş durumda değil. Onların da kafası karışık. Bu durumda da ben bıkmadan usanmadan işin temelinde ne olduğunu anlatmaktan vazgeçmemeye karalıyım.
BU DA OLDU
Komplo teorisi kurguladığımı düşünenler de var. Olayın oluşu o kadar fantastik ki bunu söyleyenlere kızamıyorum. Düşünsenize bir Türk gazetecisi, Pentagon’da girdiği bir odada, bir Amerikalı görevliyi bugün bölgede söz sahibi olan Kürtlerle aynı masada bir harita üzerinde çalışırken görüyor. O haritada bugünkü Kürt koridorunun olduğu açıkça görülüyordu. Bu, ABD derin devletinin İsrail’in bölgedeki güvenliği için A planındaki Türkiye’den kuşkuya düşmesi durumunda devreye sokacağı B planını oluşturuyordu.