Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beyaz Saray’daki zirveler konusunda dünyadaki en tecrübeli liderlerdendir. AK Parti kurulduktan sonra henüz hiçbir resmi sıfatı olmadığı günlerde dahi onun ilerideki önemini analiz eden Amerika, Erdoğan’ı Beyaz Saray’a çağırıp Başkan Bush ile görüştürmüştü. Takip ettiğim o görüşme sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Başkan Bush sizin öneminizin farkında mı?” sorusunu sorduğumda, “Hayır, pek farkında olduğu söylenemez” demişti.
Yani Beyaz Saray konusunda tecrübeli olmasının yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanlarının kendisini pek anlamamasına da alışık olmalı. Ancak ne kadar tecrübeli olursa olsun bugünkü Beyaz Saray her defasından çok farklı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu defa alışılmışın dışındaki bir Beyaz Saray’da konuşacağını bilmeli.
Cumhurbaşkanı ve yanındaki heyet, Beyaz Saray’a yürüme mesafesindeki bir otelde kalıyor. Araçla 1-2 dakika sürer. Erdoğan, Beyaz Saray’ın avlusunda devlet töreniyle karşılanacak. Dışarıda her şey sakin ve güzel olacak, ama bu sakinliğin Beyaz Saray’ın kapısına kadar süreceği de bilinmeli.
Bu defa karşısında tarihinin en çalkantılı, gerginlikler ve entrikalarla dolu bir Beyaz Saray’ı var. Geleneksel devlet düzeni içeride tamamen çökmüş durumda. Watergate skandalının en zirve noktasında görevinden alınacağı belli olan Başkan Nixon zamanındaki Beyaz Saray bile bugünkü kadar çalkantılı değildi. Çünkü o dönemin Beyaz Saray Müdürü krizi kontrol altında tutuyordu.
Bu defa Başkan Trump’ın adamları da panik içinde gibiler. “Krizi kontrol edeceğiz” derken daha da artırıyorlar. Kurumlara, devlet geleneklerine inanmayan Trump, her şeyi kendi yapıyor, her yaptığı ise kendisine yeni bir kriz olarak dönüyor.
En son Beyaz Saray’ı da soruşturan FBI Başkanı James Comey’i görevden aldı. Etrafında aklı başında bir devlet adamı bulunsa ve ona sorsaydı, herhalde “Şimdi onu görevden alma” derdi.