Mizah gözünün güçlü olması ciddi olmamak anlamına tabii ki
gelmiyor. Sadece ciddi derin düşüncelerin hayata tebessümle
anlatılmasının insanımıza verdiği inanılmaz güçtür bu.
Türkiye yine krizli, tıkanık bir dönemden geçiyor, benim yaşımdaki
bir insana son derece sıkıcı ve rutin gelen artık bıktıran bir
kısır döngü bu.
Yine aşacağız bunu, en üstümüze gelindiği anda bile
beynimiz hınzır bir gülümsemeyle dolu bakacağız hayata ve
çıkışı başlatacağız.
Siyaset genelinde bunu anlamıyor bize sıkıcı ve bıktırıcı
ciddiyetini empoze etmeye çalışıyor.
Size bir şey söyleyeyim mi benim son yıllarda en fazla umutlandığım
an bu ülkede, Ekrem İmamoğlu’nun horon oynamakta olan
delikanlılara, büyük doğallıkla, katılıp onlarla oynadığı andı.
Bence Türkiye’de bize empoze edilmiş olan her türlü ciddiyetler
artık can çekişmeye başladı. İster Trabzon'dan gelelim
ister Hakkari’den hepimizin içinde var olduğuna
inandığım Akdenizli ruhu yani neşeyi hayatın merkezine koyan
tavır ortaya çıkıyor ve "Artık yeter" diyor.
Halkımız bize hep griliği empoze edenlere "Artık yeter artık
neşelenmek istiyoruz" diyor.