15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğu yolunda
iddialar var.
Gazetecilik yaşamının önemli bir bölümünü ABD toplumsal hayatını ve
devlet politikalarını anlayıp yorumlamaya uğraşmakla geçirmiş bir
kişi olarak bu iddianın doğruluğunu sorgulamam gerekiyordu.
Sonucu baştan açıklayacağım. Aşağıda sıralayacağım nedenlerden
dolayı Türkiye’de yaşadıklarımızın arkasında Amerikan devletinin
durduğuna inanmıyorum.
Türkiye ile Amerika arasında rasyonel mantıki temellere dayalı
ilişkiler kurulması iki ülkenin de çıkarları gereğidir. İlişkileri
rasyonel ve makul bir temele oturtmak önümüzdeki iş olmalı.
Şu anda Amerika’ya yönelik suçlamalar çıkarmak yakın gelecekte çok
da ihtiyacımız olacak güçlü bir müttefiğe karşı düzen bozucu
duygular yaratılmasına, o gereken rasyonel temelli ilişkiyi
imkânsız kılacak durumlara yol açabilir.
Bu yüzden bu yazıda mümkün olduğunca gönlümden geçen dostluk havası
oluşturmaya yönelik duygulardan yola çıkarak, sadece eldeki
gerçeklere sadık kalıp açık istihbarat haline gelmiş gerçekleri
okuyarak, bu işle Amerika’nın resmen ilişkisi olamayacağını
nedenleriyle anlatmaya çalışacağım.
BAZI GRUPLAR VARDIR TABİİ
Asıl yazıya geçmeden belirteyim ki, Amerikan yönetimi içinde görev
tanımı böylesine darbeleri düşünmek olan ve önünde daima tüm
opsiyonları görmek isteyen başkanlara sunulan dosyalar arasına
darbe opsiyonlarını sunan insanlar da vardır. Bunlar her büyük
devlette mevcutlardır. Bu insanlar çoğu kez yönetimlerden onay
alamazlar ve bazen çok nadiren de olsa yönetimden bağımsız biçimde
kendi başlarına hareket edebilirler.
LADİN ÖLDÜRÜLMEDEN ÖNCE BİLE
Amerika tam bir hukuk devletidir.
Hukuk düzeni hayatın her alanını düzenler, kontrol eder.
Görev tanımları gereği işleri arada bir hukuk dışına çıkmak olan
devlet güçleri için bile hukuk dışına nasıl çıkacakları kurallara
bağlanmıştır.
Popüler kültürde çok kudretli olduğuna inandığımız Amerikan
başkanlarının hayatının her alanı hukukla çevrilmiştir. Başkanlar
“Ben güçlüyüm” diyerek hukuk dışına çıkıp tek bir adım bile
atamazlar. Attıkları anda da görevden alınmalarına kadar
gidebilecek süreçler istenirse başlatılabilir.
Amerikan devletinin baş düşmanı olarak ilan edilen Usame bin
Ladin’e yapılan operasyon öncesinde yaşananlar hukuk devleti
olmanın ne anlama geldiğini göstermektedir.
Pulitzer ödülü sahibi gazeteci Charlie Savage “Power Wars” adlı bir
kitap yazdı. Ladin operasyonu öncesinde Başkan Obama’nın yasal
gerekçeleri oluşturmak için nasıl düzenlemeler istediği, operasyon
anına kadar hukukçuların nasıl uğraştıkları anlatılıyor. Başkan
Obama hukuki çerçeve çizilinceye kadar “Operasyon başlasın”
komutunu vermedi. Ancak yasal gerekçeler ve hukuksal çerçeve ortaya
çıktıktan sonra operasyon yapıldı ve sonucu biliyorsunuz.
Demek istediğim şu: Ladin gibi devletin düşmanı ilan edilmiş ve
Amerika topraklarında binlerce kişinin ölümüne yol açtığı için
savaş ilan edilmiş bir insana yönelik operasyon için bile yasalara
uygunluk gözetilirken Türkiye gibi devletler hukukuna uygun
ilişkilerin bulunduğu, liderinin defalarca Beyaz Saray’da dostça
ağırlandığı ve yıllardır müttefik olarak görülen bir ülkeye yönelik
bir operasyonun bu hukuk sisteminde Amerika tarafından resmen
yaptırılmış olması imkânsızdır.
BAŞKANLAR SUİKAST EMRİ VEREMEZ
Artık biliyoruz; darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
öldürülmesi için girişim de vardı. Bu nedenle tüm sürecin arkasında
Amerika’nın olduğunu söyleyenler öyleyse yürüttükleri mantık gereği
Amerika’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öldürülmesine de yeşil ışık
yaktığını söylemiş oluyorlar.
Bugünkü koşullarda bu mümkün gözükmüyor.
Çünkü Amerikan başkanlarının yabancı ülkelerde suikastlar
emretmeleri yasalara aykırıdır ve bir suçtur.
Bu konuda yayınlanmış olan iki executive order (EO) yani “başkanlık
emri” vardır: Birisi Gerald Ford döneminde yayınlanmış olan EO
11905, diğeri ise EO 12036’dır. Bunlar Amerikan başkanlarına başka
ülkelerin topraklarında suikast, infaz emri vermelerini yasaklıyor.
Bunlar bir executive order olduğundan bir başkan bunlara aykırı
davranamaz. Davrandığı zaman da suçlu olur ve başkanlığı bile
elinden alınabilir.
OBAMA İSTESE DE YAPAMAZDI
Diyelim ki Obama gözünü iyice kararttı. Yine de böyle bir işe şimdi
girişebilmesi mümkün değil. Çünkü 14 hafta sonra başkanlıktan
ayrılacak, kendisinden sonra gelecek başkan onun yaptığı tüm işleri
direkt öğrenecek, tüm dosyalar elinde olacak. Bir Cumhuriyetçi’nin
örneğin Trump’ın başkan olması durumunda onun bu dosyalarla neler
yapacağını ve eski başkana ne tür sorunlar çıkaracağını
düşünebiliyor musunuz? Hiçbir başkan makamını bırakmaya 14 hafta
kalmışken Türkiye gibi önemli bir ülkede hukuk dışı bir operasyona
emir veremez.
AMA YİNE DE BİR ŞEYLER VARSA