Geçmişte Akşam Gazetesi'nde birkaç yıl yayın yönetmenliği yaptım.Göreve atandığım gün hayli taşralı içerikte olan gazeteyi hızla modern, şehirli yapmayı kendime hedef olarak koymuştum.O aralar Yalıkavak'a yerleşmiş İstanbul'dan da kopmuştum. Görev için mecburen şehre geri geldim ve yeni kadro arayışı başlattım.O arayış sürecinde bir kız arkadaş grubu hakkındaki yazısı nedeniyle tanımıştım Oray Eğin'i. Sadece tek bir yazısıyla yazarlığına bayılmıştım onun. * Hayatını yazarlıkla kazanmakta olan bir insanın başka bir yazarın hakkında iyi şeyler düşünmesi ve düşünse dahi bunu ifade etmesi çok sık görülen bir şey değildir ülkede. Hatta iyi düşünseniz dahi onun hakkında kötü konuşmak kuraldır Türkiye'de. Ben bunun dışına çıkıp iyi olana iyi demeye karalıydım hatta kendimden daha iyi olanı arayıp onu elimden geldiğince koruyup kollayacaktım.Gazeteye yeni kadro oluşturma sürecinde ilk transferim Oray Eğin'di sonrası ise tarihte yazıyor. Fırtına gibi başladı işine ve hala daha da esiyor.