UNPLUGGED markası altında verilen konserleri, yapılan albümleri çok severim.
Duymamış olan için söyleyeyim; “unplugged” basitçe “fişten çekme”veya “elektrikli gitar yerine akustik gitarla çalmayı” anlatır.
Yani sanatçı hiçbir elektrikli alete bağlanmadan müziğini çalar ve söyler.
Benim en sevdiğim unplugged albümü Eric Clapton’unkidir.
Sevdiğim bir ekole Donald Trump’ın da adının bulaştırılması hiç hoşuma gitmedi tabii ki, ama ne yapacaksınız Washington’un siyasi jargonunda artık “Trump unplugged” diye bir kavram da var.
İş buluşmalarında siyasi kaynaklarla yapılan sohbette bu kavram gündeme geliyor.
Peki siyasi jargona yeni girmiş olan bu kavram ne manaya geliyor?
Trump açıklama yapmaya çıktığında eğer prompter aletine bağlı olarak konuşacaksa “plugged” oluyor, değilse “unplugged”.
Eğer Trump “unplugged” ise o zaman tehlike var demektir.
Çünkü prompter’dan okumadığı takdirde, yani kendisine yazılan metinden değil de kendi kafasından konuşacaksa bu bir tehlike anlamına geliyor.
“Unplugged” olacağı anlaşıldığı anda Beyaz Saray alarm durumuna geçiyor, gazeteciler ise “Bakalım nerede nasıl saçmalayacak, kimbilir ne skandallar olacak” diye beklemeye başlıyor.
Deniliyor ki, Beyaz Saray’ın Özel Kalem Müdürü John Kelly, bir süredir prompter’dan okuması için Başkan’ı iknaya çalışıyormuş.
Trump kafasına göre takıldığı için, “Tamam okurum, kurun cihazı” dese bile kürsüye çıktığında metni bir kenara bırakıp içinden geldiği gibi konuşabiliyor.
Nedense adamda çok büyük bir saçmalama arzusu var.