Eğer bir ülke kendi elitlerinin oluşmasına izin vermiyorsa, eğer onların devlet yönetimini şekillendirmesine yollar açmıyorsa o ülkede demokrasi de olamaz.
Hele o ülkede demokrasi uğruna popülist söylemlere anti elit duygular da hâkim olursa o ülkede demokrasi olamayacağı gibi, ülke yenilecektir de.
Vasatizmin hâkim kılınması sürecinde memleket beyaz Türkleri tasfiye etme işine girişince, elit oluşturma potansiyeli de tükendi.
AK Parti’nin kendi içinden çıkardığı Recep Tayyip Erdoğan’ın gayretiyle devletin en kritik işleri düzgün yürütülebiliyor.
Erdoğan, konuşma ve davranış üslubuyla, vücut lisanını elitlere özgü kullanma becerisiyle devletin en kritik işlerinde devreye girerek Türkiye’yi global düzeyde var edebiliyor.
Bunları son G20 toplantısında ve halen sürmekte olan Rusya krizimizde gördük.
Erdoğan tek başına bu ülkenin günümüz şartlarında global düzeyde güçlü bir şekilde var olabilmesi için gereken elit gücünü verebilse dahi, Türkiye gibi güçlü ve daha da güçlü olma iddiası bulunan bir ülkede elit kadrosuna da ihtiyaç olduğu aşikârdır.
Beyaz Türk kavramı çok darbe yemiş ve ideolojik açıdan yenilmiş olan bir kavramdır. Ben o kavrama haksızlık da yapıldığını düşünüyorum.