Jetlerin alçaktan uçtuğu, bombaların patladığı anlar değildi en korktuğum anlar.
En çok TRT’de silah zoruyla sözde darbe bildirisinin okunduğu anlarda korktum, en fazla o dakikalarda endişelendim. Çünkü darbecilerin kimliği biraz o bildirinin içeriğinden anlaşılacaktı.
Bildiriyi zorla okutan sözde darbeciler, eğer kendilerini Cumhuriyet değerlerini koruyan, Atatürkçü ve laik askerler olarak tanımlasalardı, doğru olmasa bile bu yalanı söyleselerdi, hayatı paylaşmaya çalıştığımız bu ülkenin geleceği tam olarak kararacaktı.
Beni korkutan cümleleri söylemediler, ama o bildiri profesyonel bir yanlış istihbarat verme uzmanı tarafından yazılmış olmalıydı. Beni bu aşamada korkutan cümleleri kullanmadılar, ama bildirinin tümünden kafalarda böyle bir şüphenin doğmasına, kuşkuların oluşmasına da yol açtılar, öyle bir hava yarattılar.
Ta ki resmi ağızlardan darbe girişiminin “paralel örgütlenme” tarafından yapıldığı açıklanana kadar kuşkularım, korkularım sürdü. Gerçeği anladığım zaman biraz rahatladım.
NEDEN KORKTUM?
Bu ülkede hoşlanmadıkları iktidarlardan darbe dahil her türlü yolla kurtulmaya evet diyebilecek insanlar gayet tabii ki var.
Daha önceki yaşadıklarımızda ülkeye zarar vermiş olan laik darbelerin hepsinde bunlar son derece aktifti. Neyse ki şimdi onlar azınlıktalar.
Ama aynı zamanda demokrasiye, Atatürk ilkelerine, seküler hayat tarzına inanan makul bir çoğunluk da var.
Bu makul çoğunluk, kendisini geçmişin darbeci geleneklerinden ayırdı, onlarla arasına mesafe koydu. Artık bu insanlar demokratik, seküler, modern ve Müslüman bir ülke için, hepimizin huzurla yaşayacağı bir ortam için yeni bir “toplumsal uzlaşma” sağlanmasını, “toplumsal barış” istiyorlar. Bunun yolu ve diyalog kapıları bir bir açılıyordu. İktidarın ülke içinde barıştan bahsettiği bir dönemdeydik. Makul insanların Türkiye için umut taşıyacağı günlerdeydik. Darbe girişimi tam da bu günlere denk getirildi. Eğer o bildiri okunurken korktuklarım olmuş olsaydı, cumartesi sabahına barış ve kardeşlik umudunu tekrar yakalamış bir ülke olarak değil, geleceği kararmış ve korkunç bir şekilde bölünmüş bir ülke olarak uyanacaktık.