HDP’nin seçim bildirgesinde sadece birtakım vaatler değil, onun
temelinde bulunan hayat görüşü ve ideoloji de net görülüyordu.
İşte bu yüzden HDP bildirgesinin, en kapsamlı bildirge olduğunu
söylemeliyim.
Çünkü seçim bildirgeleri, “Asgari ücrete kim daha fazla verecek?”
yarışından ibaret değildir. Akıllı, rasyonel seçmen (ben bunların
Türkiye seçmen kitlesinin yüzde 1’i civarında olduğunu
düşünüyorum), partilerin bol keseden atma yarışıyla değil,
aralarındaki ideolojik tavır farklılıklarıyla da ilgileniyor.
Eski/yeni solcu olup da HDP bildirgesine sıcak yaklaşmayan insan
yoktur, nitekim olmuyor da. Şu tespitimi dikkate alın, Gezi
protestolarına katılmış olan küçük burjuva kadınlar da önemi bir
güçtür. Hemen tümü beyaz Türk duyarlılığı içinde olan insanlardır.
Bu kesimin tümü şu anda HDP’ye sempati duyuyor. Hatta şu da var;
Selahattin Demirtaş küçük burjuva kadınlar tarafından sevilen bir
lider.
Onu seksi bulan kadınların sayısı da az değil. Bu sadece bireysel
bir başarı değil, aynı zamanda HDP’nin kendini diğerlerinden
ayrıştırmasıdır.
Bu ülkede hep var olan ama Gezi hariç birtakım sosyal olaylar
dışında sessiz duran bir solcu hissiyat hep vardır. Onların
akıllarında bugün bir tek HDP var.