Amerika nevi şahsına münhasır, yani kendine özgü karakter ve
davranış biçimleri olan bir ülkedir.
Çoğumuz onu çok iyi tanıdığını, çözümlediğini sanır. Çünkü
çoğumuzun Amerika fikri, okuduğu bir kitap veya seyrettiği bir
filmin etkisiyle oluşmuştur.
Kendileri hakkında muhteşem komplo filmleri de yaptıklarından,
birçoğumuz Amerika hakkındaki eksik bilgiye dayanan fikirlerini
komplo teorileriyle tamamlar.
Türkiye’nin şu anda içinde bulunduğu ruh hali, her kafadan ayrı bir
komplo teorisi çıkmasına müsait.
15 Temmuz öncesinde bir araya geldiklerinde TV dizisi veya futbol
konuşan insanlar, o günden sonra bir araya geldiklerinde yüksek
düzeyde global politika ve komplo teorileri konuşmaya
başladı.
Bu belki de kaçınılmaz olan durum, yaşananlar nedeniyle paranoyaya
açık hale gelmiş ruh halimizi daha da bozuyor. Gördüğüm kadarıyla
Türkiye çeşitli komplo teorilerinin yarıştığı bir ülke haline
geldi.
FETÖ lideri olduğu suçlamasıyla tutuklama kararı
bulunan Fethullah Gülen’in şu anda Amerika’da ikamet etmesi,
işin dozunu artırıyor.
BUNLAR MÜMKÜN MÜ?
Baştan şunu söyleyeyim, Amerika’nın, içinde Fethullah Gülen’in
de bulunduğu bir Türkiye operasyonu yapmış olması mümkün değil
mi?
Gayet tabii ki mümkün.
Gülen o ülkede yaşamaya başladığı andan itibaren, ileride onun
gerektiğinde nasıl kullanılabileceği üzerine çeşitli senaryoların
oluşturulup devlet arşivlerinin raflarına, ihtiyaç halinde
indirilmek üzere kaldırıldığından adım gibi eminim. Bu sadece
Amerika’ya özgü bir davranış değildir. Kendisine saygısı olan,
güçlü gelenekleri bulunan her ülke -ki buna Türkiye de dahildir-
aynı şekilde davranırdı.