BÖLGEMİZDE uzun bir tarih maratonunun son 400 metre koşusu başlamış gibi görünüyor. Birçok dengenin değiştiği, sınırların yeniden çizildiği, yeni bir düzenin oluşmasına az kaldığı gibi bir durum var. Anlayacağınız çok büyük bir değişim sürecindeyiz.
“Ne oldu, ne olacak” konusunu konuşmak için ulusal güvenlik konularında uzman yazar arkadaşlarıma bir çağrı yaptım. Washington’da Beyaz Saray’a çok yakın Farragut North’taki her zamanki yerimizde tekrar toplandık. Ve Türkiye’nin adının çokça geçtiği, Türkiye’nin hayati ulusal güvenlik sorunlarının masaya yatırıldığı müthiş bir beyin fırtınası yaptık.
Özetle şunlar konuşuldu:
1916 yılında bölgedeki hâkim güçler olan İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti sonrasını planlamak için Sykes-Picot haritasını çizdirdiler.
Hâkim global güçlerin çıkarlarına uygun masa başında çizilen bu sınırlar, bugünün Ortadoğu’sunun sorunlu coğrafyasını doğurdu.
Bu harita resmen çöl toprağı üzerine çizgi çizmek gibiydi. Toprağa çizilen çizgi, ufak bir rüzgârda yok olur. Bu coğrafyada da uzun süredir bir kum fırtınası yaşanıyor. Çizilen o çizgiler çoktan yok oldu. Sykes-Picot haritası fiilen yırtılıp atıldı.