Kitabı rafta görür görmez, "Benim gibi bedbaht insanlara tam da yardımcı kitap bu olmalı" diye düşünmüştüm.Bestseller da olması gerekiyor, çünkü İstanbul seçimi dolayısıyla mutsuz olan insan sayısı devamlı tırmanıyor. Hatta YSK birkaç karar daha verirse sadece bedbaht olmakla kalmıyacağız toptan delirme ihtimalimiz yüksek.Bir umutla aldım kitabı elime, fakat yazarını görür görmez, büyük bir hata yapmak üzere olduğumu hissetmiştim.İlber Ortaylı'yı yıllardır tanırım, bana hiç bir zaman çok mutlu bir insan olarak gelmemişti. Hatta fazla mutlu olmanın ona yakışmayacağını bile düşünmüşümdür hep.Zaten Almanca'yı Viyana'da yaşayanları 'sefil köylüler' veya 'aşağılık plebler' olarak nitelendirecek düzeyde konuşabilen bir insanın çok istese dahi fazla mutlu olabilmesine imkanı yoktur.Almanca bu dünyadaki mutsuzlukların lisanıdır. Nietzsche ve Schopenhauer gibi fiozfların birer Alman dili cambazları da olmaları bu yüzdendir.Yine bu yüzden hiç bir İkinci Dünya Savaşı filminde Nazileri Mussolini'nin askerleri oynayamaz. Çünkü İtalyanların dili neşeli olduğundan Nazizmi bile becerememişlerdir. ***