Cumhurbaşkanı Erdoğan zamanlaması çok doğru ve uygun olan bir anda İsrail ile ilişkileri Türkiye açısından avantajlı hale getirecek adımı attırdı.
Bu adımı atarken Türkiye’nin eli güçlüydü, İsrail’in bu aşamada Türkiye’ye ihtiyacı büyüktü.
Hayatlarını Erdoğan’a karşı düşmanlık üzerine kurmuş olan çevreler şimdi de gerçekleri çarpıtarak Erdoğan’a İsrail üzerinden saldırmaya çalışıyorlar.
Bu çevrelere makul olanı sakin bir şekilde anlatmaya çalışmanın bir faydası yok, çünkü kin ve nefret beyinlerini teslim almış durumda. Ama ben yine de hızlı gelişmelerden dolayı şaşırmış, kafası karışmış insanlar için gelişmelerin arka planında ne olduğunu yazmayı sürdüreceğim. Bir tek makul insan bile ikna olursa bu Türkiye için kazançtır. Kin üzerine yaşananlar ise zaten kaybedilmiş vakalar; onlar hakkında düşünmeye bile gerek yok. Ciddiye alınırlarsa ülkeye verecekleri zarar büyüyebilir.
İsrail bundan bir süre önce kendi ulusal güvenlik konseptini ciddi biçimde değiştirdi ve yeni ulusal güvenlik konseptine uygun politikalar oluşturmaya girişti.
Eski ulusal güvenlik konsepti, savaşların düzenli ordular tarafından yapıldığı, tehditlerin ise ulusun sınırında başladığı döneme aitti. Ancak bir süredir görülüyordu ki ulusal güvenliğe tehdit, sınırlarda başlamıyor, aksine başka ülkelerin içinde yeşerip büyüyor, sonra da düzenli ordular şeklinde değil asimetrik savaşla yani terörle geliyor.