Yıllar önce biri bana, “Bir gün gelecek Türkiye’deki siyasi söylemlerin kalitesi Amerika’dakilerden aşağıya düşecek” deseydi ona güler geçerdim.
Amerika’da da bir seçim kampanyası sürüyor şu anda, yani Türkiye’dekiyle birlikte paralel bir kampanya izlemek mümkün.
Amerika’daki kampanyada siyasetçiler gerçek sorunlara gerçekçi çözüm yolları getirmek için çaba sarf ediyorlar. Üzerinde düşünülmüş politikaları anlatıp onay almaya çalışıyorlar.
Kampanyada sosyalist aday bile var ve onun kazanma şansı çok yüksek olmasa da varlığı yapılan tartışmaların düzeyini yükseltiyor.
Bütün sığlığına, sürreelliğine rağmen Donald Trump bile Türkiye’deki seçim kampanyasında söylenenlerden çok daha kaliteli konuşabiliyor. Yani bu utancı bile yaşayabiliyoruz.
Anlayacağınız, önyargılı olarak “Yüzeyseldir, ciddi konuları konuşmaz” diye bilinen Amerikan siyasi ortamı, bu seçim kampanyası döneminde kalite açısından Türkiye’ye ciddi bir fark atmış durumda.
Peki bu durum bizdeki siyasetçilerin düzeyinin düşük olmasından mı kaynaklanıyor? Katiyen hayır. Hangisini alırsanız alın kalite seviyesi açısından düşük değiller, hatta hemen hepsinin üstünlükleri bile var diyebiliriz.