Bir süredir basında sürreel bir “Kim daha seksi?” tartışması yaşanıyor.
Ertuğrul Özkök canı sıkılınca ortaya absürt bir mesele çıkarıp bunu tartıştırmakta usta hale gelmiş durumda. Bir zamanlar çok tutulan “Seinfeld” dizisinin oyuncuları, “Ne hakkında?” diye sorulunca, “Hiçbir şey hakkında değil” cevabını verirlerdi. Özkök’ün bu tür yazıları da bir Seinfeld sitcomu aslında.
Kendisinin seksi olduğu yolunda bir söylem var ve buna gazetesinden Ahmet Hakan da bir şekilde katıldı.
Bütün bunlar sürerken Fikret Bila, yayın yönetmeni olarak “Susun bakayım, asıl seksi benim” diye neden kükremiyor anlamış değilim.
Fırsat bu fırsattır, Fikret bildiğim kadarıyla hayatında, “Asıl seksi benim” deme fırsatını hiç bulamamıştı, bir daha da bulamayacaktır. Bu tek fırsatı değerlendirse iyi olacak.
Bizim Selçuk Tepeli de sessizliğini koruyor. “Ben de seksiyim” diye ortaya atılsa, ben dahil herkes, “Durup dururken bu sıcakta başımıza bela almayalım” diye sesini çıkarmaz.
Ben, Selçuk’un seri katil seksiliği ekolünde trend yaratacağını düşünüyorum; çünkü gözleri öyle bakıyor. Adamda bir seri katil seksapeli kesin var, bilmem anlatabiliyor muyum.
Seksilik konusunda Özkök’e laf çakan Fatih Altaylı ise belki karısı yanlış anlar diye korktuğu için, “Asıl seksi benim” demekten korkuyordur.
Fiziksel görünümüm nedeniyle beni hayvanat bahçesine hediye etme planları yapan karım ise “Seksiyim” diyerek ortaya çıkmamı felsefi bir anlamsızlık olarak görüyor.