AMERİKAN müesses nizamının, ülkenin uzun vadeli çıkarlarını düşünen ve kendini bu çıkarları koruyup kollamakla görevli hisseden derin devlet unsurlarına, Başkan Trump’ın son Kudüs kararı en tehlikeli uyarı oldu.
Medya mensuplarının artık emekli olmuş isimlerinin de dahil olduğu genişletilmiş bir “ulusal güvenlik cemaati” denilen bir yapı vardır Washington’da. Bunun içinde derin devlet hassasiyetine sahip olan unsurlar, Başkan Trump’ın davranışlarıyla, kararlarıyla bir grup aşırı sağ seçmeni tatmin etme uğruna Amerika’nın uzun vadeli çıkarlarını riske attığını, her geçen gün ülkeyi ve dünyayı bir savaşa sürüklediğini düşünmeye başladılar.
Geçtiğimiz günlerde bu gruptan öne çıkan bazı isimlerin, iki partiden de kendileriyle aynı düşünen insanlarla, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi Parti’den eski başkanlarla görüşüp Amerikan Anayasası’nın 25’inci maddesi uyarınca ruhsal dengesizliğinden dolayı ülkeyi tehlikeye attığı gerekçesiyle Trump’ın görevden alınması sürecini başlatmak için destek aradıkları belirtildi.
SON KARARIN ARDINDAN BAŞLADI
Trump’ın Kuzey Kore’yle bir nükleer savaşa istekliymiş gibi davranması, hatta bunu davet eder bir şekilde konuşması, ulusal güvenlik camiası içinde uzun süredir rahatsızlığa yol açmıştı. Ancak derin devlet içindeki unsurların Trump’ı gözden çıkarması, Kudüs hakkında kendinden önceki tüm başkanlardan farklı karar alması nedeniyle oldu.
Bu karardan önce İngiltere’de faşist bir akımın, Müslüman karşıtı ırkçı ve yalan videolarını yeniden sosyal medyada paylaşması, Washington’da hem hayret hem de panik yaratmışken üstüne bir de ABD’nin tüm Müslüman dünyayı karşısına alması anlamına gelen Kudüs kararı gelince derin devlet unsurları, “Artık yeter, kırmızı çizgi buraya kadar” deyip harekete geçmeye karar verdi.
Amerikan Anayasası’nın 25’inci maddesi, eğer başkanların ruh sağlığı ülkenin güvenliğini, toplumun huzurunu tehlikeye atmaya başlayacak kadar bozulmuşsa onun görevden el çektirilmesine imkân tanıyor.