Liderler konuşma üsluplarına biraz daha itina gösterdikleri için ülkede olumlu bir hava esmeye başlayacak gibi görünüyor.
Ancak liderlerde, özellikle Başbakan Davutoğlu’nda bu itinayı görmeme rağmen aynı titizliği bürokraside, medyada görebildiğimi maalesef söyleyemiyorum.
Gündelik konuşma dilimize itinalı yaklaşmadığımız zaman demokrasinin işlemesinin imkânsız olduğunu bildiğimden, ettiğimiz sözlerde yanlışlar, hatta yıkıcılık gördüğümde bunlara dikkat çekmenin zorunlu bir görev olduğunu düşünüyorum.
Edilen lafın önemine yeterli itina gösterilmediğine dair iki son örnek var.
Biri, “Toplumda çok olumlu bir imajla algılanan başörtülü bayanların” diye konuşup, başörtülü olmayan kadınların kalbini kıran Manisa Valisi’nin lafı.
Diğeri de CHP içindeki kongre hazırlıklarını tuhaf bir üslupla ele alan medyanın durumu.