WASHINGTON’da sürekli takip etmek zorunda olduğum Suriye, Irak veya Kürtlerle ilgili haberlerin, aslında bir mizah yazarı olduğumdan benim için ne kadar tahammülü zor olduğunu, bunu temelde trajik bir yaşam olarak gördüğümü bilmenizi istiyorum. Beynim mizah için eğitilmiş, ona alışmış olduğundan, en ciddi haberleri takip ederken bile komik bir yön görüyorum. Son derece ciddi sonuçları olan olaylar hakkında da mizahi yazsam diye düşündüğüm oluyor, ama bunun bir açıdan mesleki bir felaketle sonuçlanacağı yönünde kuşkum var.
Mizah yazarlığı ile hayatın kendini ciddiye alan yönü arasında kalmama şu anda bir çözüm yok gibi. Ben de bu yüzden bugünden başlayarak cumartesi ve pazar gününü mizaha ayırmaya başlıyorum. İlk yazımı da bu ikilemimin çözümü için bir şeyler yapmayan, Allah onu başımızdan ebediyen eksik etmesin Yayın Yönetmenim Selçuk Tepeli’ye ayırıyorum.