Değerli müdürlerim... Yeniden atamamın yapılması yolundaki mütevazı önerimi reddettiğinizi duydum. Duyduğuma göre Selçuk Tepeli, Florida Palm Beach’e atanma isteğimi makul bulmamış ve bunun altında kötü niyetler aramış.
Neymiş efendim, aslında denizi özlemişim, bu yaz Bodrum’a gidemeyeceğimden yazı Palm Beach’te geçirmek istiyormuşum, resmi kıyafeti şort ve parmak arası sandalet olan bir yerde yaşamak istiyormuşum falan filan..Hakkımda rencide edici asılsız bir sürü laf.
Aslında Palm Beach’e transfer edilmemin altında yatan tek neden, Habertürk’ü bu kıtanın en güçlü yabancı gazetesi haline getirmekten ibaretti. Habertürk’ün başta Selçuk olmak üzere tüm müdürleri bana karşı önyargılı. Onlara göre şahsi çıkarım olmadan gazetem için kendimi feda ederek hareket etme imkânım yok.
Gazetem için saçımı süpürge etmeme, bunu da hiçbir başarı primi filan almadan yapmama rağmen son fedakârlık girişimim de kafadan reddedildi. Evet açıkça söyleyeyim, oraya gidebilseydim yazın denize de girecektim.
Ne yapayım yani, denizin 1 metre uzakta olduğu bir yerde prensiplerimi ileri sürerek denize girmeyi reddetmem mi gerekiyor ya da herkes şortla gezerken sırf müdürlerim tatmin olsun diye ceket giyip kravat mı takmam lazım?
Size bir şey söyleyeyim, Palm Beach tehlikelerle dolu bir yer. Eğer atamam yapılsaydı savaş muhabirlerine verilen primden de talep edecektim. Oradaki tehlikeyi şöyle anlatayım: Yıllar önce Palm Beach’e Rana ile gitmiştik. Gece bir kulüpte parti vardı, biz de katıldık.
İçerisi muhteşem kadınlarla doluydu. Rana, suratımın tahrik olmuş erkek yalakalığı ifadesi bürünmesine izin verdi, hatta “İstediğini yap” diye izin de verdi. Sonra izni neden bu kadar kolay verdiğini de anladım.
Anlayacağınız müdürlerim, Palm Beach’te devamlı tehlikedesiniz; beğendiğiniz kadın her an güçlü bir erkek çıkabilir. Araştırmacı gazetecilik yapayım derken kaybedeceğiniz çok şey olabilir. Düşünün, atamamın yapılması için müracaat ederken bunu bile göze almıştım.