Teknolojik gelişmeler öylesine hızlı ki ben bazen 22. yüzyıl koşullarını şimdiden yaşamaya başladığımızı düşünüyorum. Örneğin son olarak New York’ta outdoor reklamcılıkta öylesine bir yenilik yapıldı ki bu tam bilimkurguydu, bana büyük yazar Philip K. Dick’in romanından uyarlanarak yapılan “Blade Runner” adlı distopik filmi hatırlattı. Sergilenen outdoor reklama elinde cep telefonuyla yaklaşanları ya da ilgiyle o reklamda yazılanları okuyanları bir sürpriz bekliyor. Çünkü reklam panosunda gizli olan bir göz, sizin cep telefonunuzda o anda yazdığınız tweet’leri, blogları veya yaptığınız konuşmaları okuyor ve datasına atıyor. Daha sonra da bunları belleğinde bulunan ve çoktan kamuya açılmış olan şahsi geçmiş datalarınızla birleştirip hakkınızda bir potansiyel müşteri profili çıkarıyor. Ondan sonra da iş pazarlama tekniklerine geliyor. Bazı siyasetçiler bu yeni reklam tekniğinin yasal temelleri olmadığı ve şahsi bilgilerin korunması sistemini ihlal ettiği düşüncesindeler. Bu konunun yakında bir anayasa mahkemesi davası olacağına eminim.
SEATTLE’DA SOSYAL PATLAMA
Seattle sokaklarında gördüğüm ve etkilenip “Wall Street Journal okuyan evsiz adam” yazısını (25 Nisan) yazdığımdan dolayı 1 Mayıs günü aynı sokaklarda kapitalizme ve haksızlıklara karşı şiddet de içeren büyük protestoların olması beni hiç şaşırtmadı doğrusu.