Bir tarafta onu ölümüne sevenler var. İlahi aşk diye duygularını ifade ediyor, hatta silah sayılarını söyleyip onun sonuna kadar yanında olacaklarını bile söylüyorlar.
Öte yanda ise ondan ölümüne nefret edenler bulunuyor. Bunlar arasında da hastalıklı düşünceler çok yaygın. Paranoyak olanları da var, söylediği her sözü, yaptığı her şeyi bir felaket olarak algılıyorlar.
Memleketteki kamusal söylemleri bu iki uç nokta belirlemiş durumda. Rasyonaliteden iyice çıkmamızın, artık mantıki hiçbir şey konuşamamamızın bu birbirinden nefret eden uçlar arasındaki birbirini besleyen nefret mücadelesinden kaynaklandığını söyleyebiliriz.
O bu durumdan etkileniyor mu bilemiyorum, ama bir insanın bu kadar yoğun duygular tarafından beslenen algılardan hiç etkilenmemesi imkânsız.
O da aradaki tavırlarıyla, laflarıyla, tepkileriyle etkilendiğini zaten belli de ediyor.
Durum maalesef böyle, ama bir de onu başından beri anlamaya kabul etmeye çalışan makul kalmaya çalışan insanlar var.