Gerçekleşmesine 2 gün kalan bir seçimin sonucu hakkında yazı yazmaya girişmek, bunun yazarı hakkında ciddi bir endişe doğmasına neden olabileceğini bilmekle birlikte, umarım yazıyı sonuna kadar okuma sabrınız olursa diyeceğimi neden şimdi söylemeyi tercih ettiğimi anlayacaksınız. Çünkü aslında diyeceklerim seçimin sonucunu açıklama gücüne sahip olsa da aslında yapmış olduğum toplumsal gözlemler ile vardığım analiz seçim sonucundan oldukça bağımsız da. Yıllar önce Allan Bloom'un "The Closing of the Amerikan Mind" (Amerikan Aklının Kapanması) adlı çalışmasını okuyunca beynin plastikliği kavramı üzerine oldukça düşünmüş ve konu hakkında hayli okumuştum. Bu çalışma beynin plastikliği kavramını, yani beyinlerimizin dışardan ve içerden (düşüncelerimizle) gelen etkilerle hızla değişebilme ve o etkilere uyum sağlama potansiyelini bize düşündürüyordu. Aslında kitabın esas konusu Amerika'daki yüksek eğitimindeki değişimler (batı medeniyetine özgü düşüncelerden davranışlardan uzaklaşılması) nedeniyle bu eğitimin sonuçlarına muhatap olan beyinlerin hızla kapanma, durma eğilimine girdiğini...