Cezaevlerinden tahliyelere neden olan KHK konusunda insanın
aklına ilk gelenin peşine takılıp gitmemesi ve bu tahliyelere
ilkeli bir şekilde destek vermesi gerekiyor.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök dün hepimizin aklına gelen soruyu
sorup “Hırsızı uğursuzu çıkarıp darbeciye yer mi açıyoruz?” diye
yazmış.
Evet eminim ki KHK’nın hazırlanmasında bu pratik zorunluluk da
güçlü rol oynamıştır. Ama bu pratik zorunluluk var diye böyle bir
kararın alınmasının zamanının çoktan gelmiş olduğunu da unutmamamız
gerekiyor. Bunu adalete güven duyan toplum oluşturma çabasının bir
parçası olarak görmeliyiz.
ADALETE GÜVEN
15 Temmuz darbe girişimi, makul tartışma yoluyla yapamadığımızı
başarttı bize ve hoşgörüye, barışa, huzura odaklanmış bir toplumu
oluşturmak için nasıl davranmamız gerektiğini hatırlattı.
Bunun sonuçlarını, siyasette yeni açılan konuşma yollarında, devlet
yönetimindeki liyakat sistemine yeni yaklaşımlarda, hayata farklı
bakan insanların anlaşma arzularında görüyoruz.
Bütün bunlar zaten olması gereken gelişmelerdi, fakat 15 Temmuz
öncesinin Türkiye’sindeki bölünmüşlük ve güvensizlik duygusu sonucu
hiç konuşmuyorduk.
15 Temmuz bize yeniden konuşma ve düşünme imkânlarını açtı.