Referandum sonrası ilk iş gününde Washington’da ilginç gelişmeler yaşandı. İlk önce Dışişleri Bakanlığı, daha sonra da Beyaz Saray Sözcüsü, referandum hakkında birbirine içerik olarak benzeyen, mesafeli, hatta soğuk denilebilecek açıklamalar yaptılar.
Tonun böyle süreceği sanılırken Başkan Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a telefon açtı ve hepsinden daha sıcak bir tebrik mesajı iletti. O sıcaklığın sonucu da hemen alındı ve iki lider mayıs ayının ortasında Beyaz Saray’da yüz yüze görüşecek.
Esas isimler birbirleriyle bağlantı kurup asıl önemli adım çoktan atmıştı, ama ertesi gün Washington deyim yerindeyse fıkır fıkır kaynıyordu. “Trump’ın bu telefonla alınan sonucu desteklediğini” söyleyenler ile bunun böyle olmadığını ifade edenler vardı. Trump’ın gerçekten ne düşündüğünü kimse bilmiyor, ama telefon etmesini her taraf kendi siyasi görüşüne göre yorumluyordu.
Özellikle kongre tarafında Türkiye’ye eleş- tirel yaklaşan güçlü bir grup olduğunu hatırlarsak onların Trump’ın telefonuna neden tepkili olduklarını da anlayabiliriz. Bu arada iç politikanın da cilveleri devreye girdi.
Trump iç siyasette bir çok sorunla karşı karşıya. En çok önem verdiği “sağlık sistemi değişimi”ni Cumhuriyetçi Parti içindeki muhalefet nedeniyle çıkaramadı. Dahası bütçe konusunda çok daha önemli değişim sürecine de giriliyor. Yani Trump, kongreden mümkün olduğunca fazla destek almak zorunda, özellikle kendi partisi Cumhuriyetçi Parti içinde de fire vermemesi gerekiyor.