Trump siyaset alanına çıktığı günden beri “ana medya” olarak nitelendirilen medyaya saldırdı. Adayken düşmanlık yapmaya başladı, başkan olduktan sonra düşmanlığın dozunu artırdı. Aleyhlerine sürekli konuştu, hatta muhabir ve yazarlarını yanından kovdu. Bu medyadan gazetecileri ad vererek hedef gösterdi.
Amerikan Anayasası’nın sağlam koruması altında olan medya, bu saldırılara aldırmayıp karşı saldırıya geçti. Anayasa, eleştiri ve yorum serbestliğini çok geniş ve liberal tanımladığından bazen bu medyada Başkan’a hakaret sayılabilecek yazı ve konuşmalar yapıldı.
Durum böyleyken son yayınlanan bilgiler, Trump’a karşı tavır alan medyanın son zamanlarda durumunun çok iyi olmaya başladığını gösteriyor. Anlayacağınız Trump karşıtı, hatta düşmanı olmanın ana medyaya çok yaradığı bile söylenebilir.
Örneğin New York Times... Son yıllarda kâğıt baskı gelirlerindeki düşüşü karşılamak için dijital gelir kaynaklarına konsantre olan New York Times, Trump’ın başkan olduğundan bugüne kadarki bölümü içine alan 4 ayda dijital abone artışında bir rekor kırmış durumda. 4 ayda 308 bin yeni abone sahibi oldu.
Tüm yorumcular bu rekor sayıdaki yeni dijital abonenin, gazetenin Trump karşıtı yayınlarına bağlı olduğu konusunda hemfikir.