Ülkemiz, Rusya ve İran’la ortak imzaladığı Moskova bildirisiyle bölgemizde ve global düzeyde izleyeceği stratejide önemli bir anlayış değişikliğine gideceğini de deklare etmiş oldu. Bunun bugüne kadar izlenilenden farkı çok daha gerçekçi, dünya koşullarına çok daha uyum sağlayıcı ve yapılabilir olmasıydı.
Bence Türkiye kendisinden beklenilebilecek şeyi yaptı ve son yıllarda global düzeyde ortaya çıkarılabilen en önemli metinlerden bir tanesinin oluşmasına yardımcı oldu.
Barış için hareket eden, savaşsa dahi bunu barış için yapan, insanların mezhepleri için ölüp öldürdüğü bu coğrafyada mezhepler üzerinde kalabilecek tek Müslüman ülkenin Türkiye olduğunu gösteren ve seküler bir çözümün en güzeli olacağı fikrinin altına imza atmış olan bir Türkiye vardı o bildiride.
Bunun neden önemli olduğunu önceki günkü “Suriye’nin yeniden inşası” başlıklı çok ilgi gören, çok güzel tepkiler alan yazımda anlattım.
KENDİMİZ İÇİN ORTAK İMZA
Bugün ise sıra, bütün bunların bizlere de “kendi içimize yönelik bir ortak bildiri” oluş- turmamız gerektiğini hatırlatmaya geldi.
Böylesine bir ortak bildiri gerekiyor; çünkü ülkemiz bir bölünmüşlük görüntüsü veriyor. Bunu derken PKK terörü veye genelde terörden filan bahsetmiyorum. bu bölünmüşlüğün temelinde ideolojik bölünme var.
Seküler insanların dindarlarla anlaşamayacağı, illa karşı karşıya gelmesi gerektiği düşünüldüğünden insanlarımız bir türlü kavuşamadı birbirine.
Başkalarının ülkelerinde huzurun, barışın nasıl sağlanacağını düşünürken ortaya çıkardığımız formüldeki unsurların Türkiye için neden düşünülemeyeceğini anlamak da mümkün değil.