WASHINGTON’da göreve başladığım günden bu yana Kürtler, PYD/YPG ve Türkiye’nin tavırları konusunda birçok düşünce duyuyorum. Bunların çoğu meseleye güvenlik ve antiterörle mücadele kapsamında bakan askeri düşüncelerdi.
Sonunda ilk kez meseleye uzun vadeli stratejik ve sivil bakan, yeni bir bakış açısı ortaya koyan bir yaklaşımla karşılaştım.
Geçmişte ABD Dışişleri Bakanlığı’nda “genişletilmiş Ortadoğu”bölümüne kıdemli danışmanlık yapan David Pollock, şimdi program yöneticisi olduğu Washington Institute’a bu ay “Turkey Can Ally with Syria’s Kurds Someday” (Türkiye Bir Gün Suriye Kürtleri ile Çalışabilir) başlıklı bir politika analizi sundu. Enstitünün sitesinde görebilirsiniz bu analizi.
Bu bakış açısı önemli; çünkü bugüne kadar hep tekrarlanan önyargılı bakışların dışına çıkıyor ve yeni bir açılım getiriyor.
YÖNETİMDE ZİHİN FIRTINASI
Ayrıca yönetimin içinde ilgili birimlerde de bu tür fikirlerin tartışıldığını bildiğimden bu analizi, Amerika’nın, Türkiye’nin Kürt problemi açısından yepyeni bir açılım getirmeye hazırlandığının işareti olarak görüyorum. Daha önce 19 Temmuz 2017 tarihli “ABD Devletinin Bilinçaltı” başlıklı yazımda da söylediğim gibi, Amerikan yönetiminde Türkiye’nin kırmızı çizgilerini, duyarlılıklarını dikkate alan yeni bir Kürt yaklaşımı üzerinde düşünülüyor.
David Pollock’un bu analizi de devletteki tartışmaların bir özeti gibi olmuş.
Bölgemizde kalıcı barış için düşünme sürecinde olan yönetim birimleri, Kürtler konusunda da radikal denilebilecek yaklaşımları düşünüyorlar. Başta Türkiye’nin “kırmızı çizgim” dediği Fırat’ın batısı, konunun tamamen dışında bırakılıyor. Sadece doğuda, Kürtlerin Rojava dediği ve zaten etkileri altında olan bölgede bir oluşum için düşünce var.