Fransa'da, 'kamusal entelektüel' genel adıyla kategorize edebileceğimiz, düşüncelerini kamuoyu önünde geliştiren ve anlatan aslında bir tür şovmen olan tipler var. Bunlar ayrıca mağduriyetlerine sahip çıkıp bunu üstlenebilecekleri kesimlerin arayışındadırlar da durmadan. Çünkü mağduriyet olmadan veya yaratılmadan dedikleri lafın da ilgi çekmeyeceğini bilirler.Çoğu da solcudur bunların. Çünkü solcu olunca, bu işin olmazsa olmazı olan mağduriyet bulmak ve bunu üstlenmek çok daha kolaylaşabiliyor.Günümüz dünyasında bunların faşistleri de ortaya çıkmaya başladı. Çünkü ırkçılar da kendilerine göre mağdur hissediyorlar bugünlerde kendilerini, onların bile entelektüeli olabiliyor tuhaf biçimde. Yeter ki konuşalım Fransız entelektüelleri kendi lisanlarına da aşık olduklarından ve bu yüzden fazla konuşmayı pek sevdiklerinden, orada bu tür insanlardan pek fazla çıkabiliyor.Bir milletin kendi ana diline bu kadar fazla aşık olabilmesi ve bunu duymaya bu kadar tutkulu olması oldukça tuhaf da olsa, Fransız 'kamusal entelektüelleri' bunun tuhaflığını fazla sorgulamıyorlar.Bu tipler arasında Bernard-Henri Levy'nin özel bir yeri vardır. Çünkü ağzı iyi laf yapıyor. Hayli de enerjik . Gerçekleri iyi bilmeyen açısından hayli inandırıcı da konuşabliyor.Onun bu kez kendisi için bulduğu mağdurlar, Kürtler. Fransa'da da onları savunuyor ama daha çok Washington'da aktif. Burada tabii ki daha rahat hissediyor kendisini.Çünkü evanjelist neokon ittifak kendisine sahip çıktı ve yollarını açıyor. Ayrıca son derce güçlü İsrail lobisi de (AIPAC) arkasında onun.Yakında Fransa vartandaşlığından çıkıp Amerikan olursa hiç şaşırmam. Başkenten hiç çıkmıyor gibi gelmeye başladı bana.Bir buçuk yıldır onun faaliyetlerini izliyorum. Yaratılan her platformda YPG'yi savunan ve Türkiye'ye saldıran konuşmalar yapıyor. Yağmurdan sonra sokağa çıktığınızda, yerde bastığınız taştan çamur fırtlar ya pantolonunuza, onun gibi bir şey bu, can sıkan, bir sen eksiktin başımıza dedirten bir rahatsızlık kaynağı. Amerika'da bütük şehirlerde Yahudilerin düşünce alemi hakimiyeti bulunduğundan, konuşmaları bu çevrelerde etkili de olabiliyor. Burada Türkiye aleyhine oluşan havada onun da katkısı olduğu kesin.Son olarak Bernard yine Türkiye'ye saldırdı. Türkiye'nin artık NATO'nun güvenilemeyecek bir üyesi olduğunu özetle söyleyen laflar etti.Bu çıkışın temelinde yatan strateji belli; ABD'ye 'sen Türkiye'ye bakma teröristlere desteğe devam et' demek istiyor.