İşin bu noktaya geleceğini görememiştim ama 'Vücudumuzun Yakın Geçmiş Tarihi' başlığıyla iki yazılık bir mini diziye dönüşen bu konuya ben aslında çok daha basit bir amaçla girişmiştim. Kadın sumo güreşçileri olduğunu öğrenince sumo güreşçisi olan kadınların hayatlarını ve başarılı güzel hayatların ancak ince olmak veya formda olmakla tanımlandığı bu dünyada nasıl yaşadıklarını ve nasıl tavılar aldıklarını öğrenmeye giriştim.
Son 60 yıldır vücudumuzun nasıl olması konusunda hakim ideolojiyi oluşturan formda olmak ideolojisini incelediğim ilk yazıyı bitirirken her kültürel trendde olduğu gibi hakim ideolojilerin kendi antitezlerini de doğurduğunu söylemiştim.
Bu antitezin yani şişmanlığın dünyasını incelemeye de sumo güreşçilerinin dünyasından başladım ve şişmanlığa sahip çıkma ideolojisinin doğuşuna kadar tarihte geriye doğru yolculuk yaptım. Gördüm ki kendi şişman bedenine ve diğer şişmanlara sahip çıkan ve ‘Şişman Güzeldir’ sloganı ile hareket eden kapsamlı bir hareket de var Batı aleminde.