DEAŞ’la mücadelede yol haritasının sonu az çok görülmeye başlanınca, Washington’daki birimler acil ve en tehlikeli sorun olarak gördükleri Heyet Tahrir Şam’a (HTŞ) ne yapılması gerektiği konusunda yoğun bir şekilde düşünmeye başladılar.
Buradaki kaynaklar, kısa sürede bir müdahale yapılmadığı takdirde HTŞ’nin büyük tehlike oluşturmasının neredeyse kesin olduğunu düşünüyorlar.
Birimlerde bu konu hakkındaki düşünüş süreci şöyle işliyor:
HTŞ, silahlı muhalefet güçleri arasındaki en güçlü grup oldu. Bunu detaylı planlar yapmalarına, son derece acımasız olmalarına bağlıyorlar.
Son günlerde birçok grubun tüm militanlarıyla birlikte HTŞ’ye katılması sürecinde artış yaşandı.
Hatta Lübnan’dan çıkmak zorunda kalan 1500 Sünnni savaşçı da HTŞ’ye katılmak amacıyla İdlib’e yöneldi.
CANLI BOMBA FABRİKASI GİBİ
Daha önce DEAŞ, hâkimiyeti altına aldığı bölgelerde yerleşik düzen kurmaya yönelmişti. HTŞ’nin ise DEAŞ gibi etkisi altında bulunan bölgelerde yerleşik düzen kurmaya niyeti yok.
Onlar, El Kaide lideri Eymen el-Zevahiri’nin dediği gibi kendilerini bir gerilla grubu olarak görüyor ve öyle de kalacaklarını söylüyor.
Buradaki kaynaklar, bu tavrın HTŞ’yi belki de DEAŞ’tan bile daha tehlikeli bir örgüt haline getireceğini düşünüyor.
HTŞ yönetimi yine İdlib bölgesi içinde bulunan bazı kamplarda beyinlerini yıkadığı çocukları büyüdükten sonra canlı bomba olarak örgütün içine çekiyor.
Bu süreç sürüyor ve HTŞ bu canlı bombaları yakında yoğun biçimde başka ülkelerde kullanmaya başlayacak. Bir kaynağın dediği gibi HTŞ şu anda sanki bir canlı bomba üretim fabrikası gibi çalışıyor.
Bu tehlike çok ciddi olduğundan HTŞ sınırına çok yakın olduğu için sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda Amerika’nın ve Rusya’nın da sorunudur.
ACİL DURUM
Türkiye’nin tek başına bir operasyona girişmeyi düşündüğü raporları da geliyor. Ancak HTŞ çok güçlü ve kalabalık olduğu, içinde ciddi miktarda