CUMHURBAŞKANI Erdoğan, New York’ta temaslar yaparken Washington’da 18 Eylül Pazartesi günü birbirine bağlı öyle tuhaf ve tehlikeli sonuçlara varabilecek işler oldu ki. Olan bitene bakıp “Acaba Amerika, Türkiye’ye resmen ilan edilemeyen fiili bir silah ambargosu mu uyguluyor?” sorusunu akla getirmemek mümkün değil.
Bu soruya cevabı, olan biteni okuduktan sonra kendiniz verin isterseniz, ben de sonunda yorumumu ekleyeceğim gayet tabii ki.
- Washington Post Gazetesi, Erdoğan’ın ziyaretine denk gelmesi için planlandığı belli olan editoryalini yayınladı. “Türkiye, Amerikan topraklarında gerçekleşen şiddetli saldırının sorumluluğunu üstlenmiyor” (Turkey still hasn’t owned up to a vicious assault on American soil) başlıklı ağır içerikli yazıda, Washington’da mayıs ayında gerçekleşen kavgada korumaların sorumluluğu nedeniyle Türkiye’ye bir yaptırım getirilmesi savunuluyordu.
- Bu editoryal yayınlandıktan birkaç sat sonra ABD Dışişleri Bakanlığı, Erdoğan’ın korumalarına yapılacak silah satışıyla ilgili kararnameyi resmen geri çektiğini açıkladı.
- “Washington Post yazdı diye yaptılar” demiyorum tabii ki; sadece Washington’da yönetim ile medya arasında şu anda var olan Türkiye’ye karşı ortak tavrı görün diye vurguluyorum. Ancak bunu gazete yazdı diye yapmasalar bile Washington Post’un, ABD karar vericileri üzerinde hayli ağırlığının olduğunu da kabul etmemiz lazım.
BU ÇOK ÖNEMLİ VE TEHLİKELİ
- Bu karar çok önemli bir yeni eğilime işaret ediyor. Silah satışına itiraz Senato içinde zaten vardı. Bu tür silah satışları ABD sisteminde şöyle işliyor: Alıcı ülke, silah şirketine başvuruda bulunuyor. Bu durumda