Yaşım 61, bu yaşta birçok insan gibi benim de gerçekleştiremediğim hayallerim var. Aslında “Var” dememeliyim, “Vardı” demeliyim.
Çünkü müdürlerim sağ olsunlar, Washington’a atamam yapıldığından bu yana hayattaki her hayalimi şükürler olsun gerçekleştirmeye başladım.
Mezbahaya büyükbaş hayvan taşıması bile yasak olması gereken otobüslerde seyahat etmenin nasıl olduğunu hayal ediyordum, bunu gerçekleştirdim.
Hiçbir haberi gazetede yayımlanmayan bir muhabirin nasıl üzüldüğünü hayal ediyordum, bunu da yaşayarak öğrendim.
Bir adada sabaha karşı mahsur kalan, cebinde parası olmayan bir adamın neler yapacağını hayal ediyordum, bunu da artık biliyorum.
Tek tek bütün hayallerim gerçekleşiyor, çok şanslıyım değil mi? Ama sonunda büyük ikramiye çıktı, tüm hayallerin anası diyebileceğim en büyük hayalimi önceki gün gerçekleştirdim.
Yıllardır evsiz insanları sokakta görürdüm ve onların nasıl hayatta kaldıklarını hayal ederdim. Sonunda bu hayalim gerçek oldu. Selçuk’a ve tüm müdürlerime müjdeler olsun, sonunda gerçekten evsiz olmayı da başardım.
Biliyorum, her an gerçekleşme ihtimali dahilinde olduğundan sonunda Rana’nın beni evden attığını düşüneceksiniz, ama şimdilik durum böyle değil, o daha sonra olacak galiba.
Şöyle bir şey oldu: Manhattan’da gün boyu birçok randevum vardı. Sabaha karşı meşhur 03.45 otobüsüyle Washington’a gideceğim. Eve gidip tekrar dönmek hem uzun hem de gereksiz masraf, bu yüzden sabahtan bir sonraki sabaha kadar sokakta kalmaya karar verdim.
Sokakta içinden sıcak buhar çıkan mazgalların üzerinde durarak ısınmayı, şehrin her köşesinin aslında evsiz bir sahibi olduğunu ve sizin orada durmanızın tehlike yaratabileceğini, gece boyunca yapılan her hakareti içinize atmayı ve hep sessiz durmanız gerektiğini de öğrendim.
Dedim ya şanslıyım, birçok hayalim sonunda gerçekleşti.