Her kişinin seyretmesinin kendisi için çok önemli bir olay
olacağına inandırılan Star Wars filmini pazar günü izledim.
Özellikle Amerikan basınının her sinemada izdiham yaşandığını ve
içeriye girmeye çalışanların saatlerce beklediklerini yazmalarına
rağmen ben New York’ta film başlamadan elimi kolumu sallayarak hiç
beklemeden salona girip yerime oturdum.
Bazıları, “Bu film Oscar bile alabilir” diyerek saçmalasa da film
teknik açıdan çok iyi olmasına ve hayranlarını tatmin edecek
unsurlar, mitolojik kültürel referanslar içerse de aslında son
derece sıradan bir yıldız savaşları filmi.
Hele filmi bir de IMAX olmayan ve 3D bulunmayan bir salonda
seyrediyorsanız bu sıradan olma duygunuz daha da artacaktır
mutlaka.
Çok ilginçtir, filmde uzun süre sessiz kalan seyirci, Harrison Ford
perdede ilk kez görününce alkışa başladı.
Bundan sonra yeni kadın, ilerideki filmlerde Han Solo karakteri
yerine devam edecek. Harrison Ford çok yaşlanmış olacağından, bu
filmin sonunda onun karakterinin ölmesi gerekiyordu, nitekim bu
oldu da.
Ben en çok filmin yeni robot karakterini (BB-8) sevdim. Daha sonra
yanına katılan eski alıştığımız robot karakterlerle (R2 D2, C-3PO)
çok iyi bir takım oluşturdu, göründüğü her sahnede parladı.
Öyle anlaşılıyor ki Luke Skywalker, önümüzdeki filmlerde maceralara
çok daha aktif katılacak ve kendisine sonunda gücü getiren kadın
kahramanla bir takım oluşturacak.
Toplam getirisi 25 milyar dolara ulaşacağı söylenen oyuncak
piyasası çoktan hareketlendi bile.
Ben de kendime yeni robot karakterden ve filmde kullanılan uçan
cisim maketleri takımından aldım.
Dizinin ilk filmini tutkuyla seyretmiş olan benim gibi bir insanı
bu film hayli kendine bağladı.
Başta dediğim sıradanlık algısı ise filme yönelik yaratılan
olağanüstü halkla ilişkiler fırtınasıyla ilgili olabilir.
Bir yıldır öyle bir kampanya yaptılar ki, beklentilerimizi öylesine
yükselttiler ki, hepimiz sinemaya olağanüstü sihirli şeyler
bekleyerek gidiyoruz.
Bu yüzden ben de beğenmeme rağmen, suni şekilde yükseltilmiş
beklentilerim nedeniyle bir sıradanlık duygusu yaşamış
olabilirim.
Her şey bir yana, daha şimdiden dizinin gelecek yeni filmlerini
heyecanla beklemeye başladım. Çok özlersem oyuncaklarımla
avunacağım.
Uzun yıllar önce ilk filmi izledikten sonra da böyle olmuştum. Bu
duyguları yeniden yaşıyor olmam da filmin başarılı olduğunu
söylemek için gereken tek ölçüt galiba.