Olmaz tabii... Olsa olsa malumatfuruşluk olur ki bu da insanı
"yarım porsiyon" aydın yapar, münevver değil... CNR 4. Kitap
Fuarı'nda kitapseverler ile buluşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın anlamlı mesajı buydu...
İlk emri "oku" olan inanç coğrafyasında ne yazık ki okumaya dair
veriler, bizi "ilk 10 ülke yapacak" bilgi enerjisinden beri
tutuyor.
Günde 5 saat televizyon, internetle meşgul iken yılda ancak 10 saat
kitap okuyarak uygarlık mirasımızın hakkını veremeyiz.
Ceyda Erem'in düzenlediği Kitap Fuarı'nda stantları gezen
Cumhurbaşkanı, buraya gelen gençlerin kitaba ilgisini son derece
umut verici buluyor ve ekliyor;
"arama motoru ile 140 karaktere sığdırılmış aforizmalarla gerçek
bilgiye sahip olunamaz âlim hiç olunamaz." Doğrudur; bu şekilde
sadece "malumatfuruş" olunabilir, yarım porsiyon aydın
olunabilir.
Başka bir şey olunamaz. Gün bitmeden değerini yitiren değil zamana
meydan okuyan eserler bırakmak için zahmet emek de şarttır...
Oysa ecdat böyle yapmadı; fikir çilesi çekti, okudu ve bildi. Tıpkı
"oku" mesajıyla emredildiği gibi... Şimdi cebimiz teknolojiyle
donanmış. Oturduğumuz yerden dünyanın bilgisine ulaşmak mümkün.
Ancak parmağının ucunda dönen bilgiyi, hayatla ilişkilendirmek,
hayati derecede önem taşıyor.
Bizim, kitapla, kütüphanelerimizle ilişkimizi yeniden tanzim
etmemiz şart. Cebimize akan bilgiyi zihnimize, hayatımıza katmamız
şart.