Ateş çemberi içinde 2
seçim geçirmiş, operasyonlara uğramış bir ülke
olarak 2015'i geride bıraktık. Şimdi önümüzde yeni bir yıl
var. 2016 pek çok açıdan farklı
geçeceğebenziyor.
Öncelikle halkın %49.5 desteğini almış yeni hükümet
işbaşında ve 4 yıl boyunca seçimsiz icraat
dönemi başlamış bulunuyor. İkincisi güneyi ateş
çemberi, doğusu İran direnci vekuzeyi Rus Ayısı ile
çevrelense de çıkış yolları bulabilen kadrolarımız
işbaşında...
FED'in birden fazla faiz artıracağı, bu yüzden gelişen
piyasaların sıkıntıya düşeceği bu yılda, mali
disiplini yerinde, cari açığı yönetilebilir, AB
süreci farklı bir döneme girmiş, daha da
önemlisi reformları devreye alınmış bir Türkiye var.
Tam da bu noktada, siyasetçisinden bürokratına, sivil toplumundan
şirket yöneticisine dek, "az laf çok iş" zihin yapısına ihtiyaç
var. Öyle ki sıkıntılar belli, fırsat ve tehditlertanımlı,
atılacak adımları planlanmış, reform eylemleri devreye
alınmış ortamda fazla lafa gerek yok zaten.
4 yıl seçim yaşamayacak olan Hükümet'in reformları gerçekleştirme
yolunda altın fırsatıolduğuna inanıyorum. Başta devlet
personeli ve üretim olmak üzere temel reformların
ortak özelliği, verimsizliğe karşı durmalarıdır.
Burada belirleyici husus, konfor alanı daralacak olanların
tepkisidir ve başlangıçta Hükümet'in icraatlarına kızılsa
da reformların hayata geçmesiyle birlikte gelişecek
ekonomi, daha iyi bir Türkiye vaat etmektedir.